28 Nisan 2009 Salı

Bizden adam olmaz!

Dün sabah iş yerinde ekşisözlük'ü okurken, bostancı'da çatışma sesleri diye bir başlıkta çatışma çıktığını okumuştum ama açıkçası pek de umursamamıştım. Hem şu anda yaşadığım şehir Çorlu / Tekirdağ'da, hem de 4 sene boyunca okuduğum İzmir'de nadir de olsa olan birşeydi çatışma.

Daha sonra haber sitelerinden olayın bir terör örgütüne (adam kendi reklamını yaptı, biz yapmayalım!!) ait hücre evine ve örgüt evine baskın yapıldığı ortaya çıktı. Benim gibi İstanbul'da yaşamayanlar için bu durum sadece bir haber olarak duruyordu. Daha sonra öğlen olduğunda çatışma da 1 başkomiserin ve 1 vatandaşın şehit olduğunu, 7 polisin yaralandığı söylenmişti. Saldırganın rastgele ateş açtığını ve vatandaşı öyle vurduğunu, polisleri ise çatışmada vurduğunu düşünmüştüm ki, akşam haberlerini izlerken sarsıldım.

Durum benim tahmin ettiğimden kötü idi; Polis sabahın erken saatlerinde baskın yapınca çevrede önlem almayı gerek görmemiş, ki o saatte de çok fazla insan etrafta olmaması itibariyle olabilecek bir karar. Baskın yapılan hücre evi hazırlıklı olunca çatışma toplamda 6 saat sürmüş. İşte ilk dalganın başarılı olamamasından sonra arka plandaki güvenlik şeridi oluşturulmuş. Amma velakin, çatışma seslerini duyan yurdum insanı da almış eline çekirdeği tribün kurmuş güvenlik şeridinin etrafına, ama baskın yapılan evden açılan bir ateş ve ateşin sonucu:

Görüntü biraz kanlı oldu biliyorum ama sanırım hayatın gerçeği, RTÜK bile geç de olsa farkına vardı görüntülerin ve haber yasağı koydu bu haber için ama işte maalesef biz daha bunun farkına varamadık. Güvenlik şeridi denen şey ateş hattına girmemize engel ama bir kurşun sadece birkaç yüz metre gitmiyor bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi. o yüzden emniyet şeridine güvenip arkasından çatışma izlemek de pek akıllıca değil.

Bu 16 yaşındaki kardeşimiz, bu hatasının bedelini şakağından vurularak ve ateş hattında çatışma güçlü olduğundan bir süre müdahale edilemediği için yerde kalarak ödedi. Allah rahmet eylesin kendisine.

Ayrıca yanılmıyorsam NTV kameramanı da çekim yaparken kulağını sıyıran bir kurşun ile yaralandı ama hep olayın sıcaklığı ile duymadı, daha sonra ortaya çıkıyor ama 1 cm soldan ateş açılsa imiş, kurşun gözüne girecekti.

Akşam haberlerde canımı sıkan ise polisin tedbir almadığıydı. Aslında polis biraz hazırlıksız yakalanmış gibime geldi açıkçası. Hani baskını yaparız alırız gibi öyle olmayınca, bir süreliğine kaos ortamı yaşandı tedbirler alındı ama Halk uzaklaştırılmadı. Otorite seven halkım da kendi düşünüp uzaklaşmayınca maalesef ortaya böyle bir sonuç çıktı.

Bu olayda polisin ihmalkarlığının olup olmadığı sorgulanabilir ama halkın kesinlikle hatalı olduğu söylebilirim. Seni korumakla görevli olan insanlar olayın sıcaklığı ve şaşkınlığı yüzünden tedbirleri yeterli seviyede bile almış olsa, çatışma bölgesinde senin ne işin var be güzel ülkemin insanı. İşte bu merak ve tedbirsizlik yüzden bizden adam olmaz.

Resim: internethaber.com

13 Nisan 2009 Pazartesi

Müslüman'a haram çeşmesi

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: “Her kula helâl, Müslüman’a haram!..” Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye..

Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dîni İslâm, ahâlisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla!.. Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkışmışlar adama.

Adam:
- “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır” dedikçe kadı kızmış:
- “Ne delili, ne ispatı?.. Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzûrunu kaçırdın, katlin vâciptir!” demiş. Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:
- “Nedir gerekçen?..” diye sormuş.
Adam:
- “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş...Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
- “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl,Müslüman’a haram yazarsın?”

Adam, başı önünde konuşur:
- “Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
- “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?..”
- “O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultânım…”
- “Eeee?!..”
- “Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) rasgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak…”Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Mûsevîler, “ne oluyor, bu ne zulüm?.. Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masûmdur, gerekirse kefâlet ödeyelim...” Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş…

Bir hafta dolunca, adam:
- “Sultânım, artık bırakmak zamanıdır” demiş.Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler…

Az zaman geçmiş ki, adam:
- “Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultânım” demiş.
Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar. Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine...

Sultan:
- “Bitti mi?..” demiş adama.
- “Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
- “Şimdi nedir isteğin?..”
- “Efendim, pâyitahtımız Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimat edilen âlimini alınız minberinden…”

Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler. Ne olmuş bilin bakalım? Bir Allah’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış. Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen-giden yok!.. Aptal ve câhil bir imam tâyin edilmiş yerine, ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan tam yobaz cinsinden biri… Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derdest edilen koca âlim için:
- “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
- “Kim bilir ne halt etti de tevkif edildi!..”
- “Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
- “Sorma, sorma...”

Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- “Eee, ne olacak şimdi?..
Adam:
- “Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.”
“Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- “Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?..”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
- “Hava bile haram, hava bile!..” demiş...

İşte öyle aklıma takıldı. Nedense?

Türkiye'de Futbol

İşte Türkiye'de futbol..

Solda Türkiye'nin geleceği dediğimiz Arda ve Semih birbirini boğazlarken, sağda ise iki ezeli rakibin dünyaca en ünlü yabancı oyuncuları ünlü Roberto Carlos ve Lincoln.

Sorun elbette bizde!!

Eğitim Şart!!
Hem de Milli takım formasını taşıyan o mahalle delikanlılarına bile..

10 Nisan 2009 Cuma

Faydalı Linkler: Slideshare

Slideshare, her gün toplantılarımız da kullandığımız slide'ların dünya çapında paylaşıldığı bir site. Özellik iş ve kariyer alanında ve bunun yanısıra eğitim, sağlık, spor gibi konularda da slideların paylaşıldığı bir site. Elbette çoğunluğu yine ingilizce ama oldukça kolay kullanımı sayesinde kullanıcılar kolay kullanılabilir bir site. İçinde ayrıca slide yapımında kullanılacak araç ve template'leri de paylaşıyor.

Bir gün önemli bir sunumunuz için farklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyarsanız, linki burada.

8 Nisan 2009 Çarşamba

İki şeker demekle açılır mı Kopça?


Spice Girls ile başlayan "Girl Band" furyası Türkiye'de en popüler halini Hepsi grubu ile bulmuştu. Aslında onlardan önce ve sonra Türkiye'de birçok grup var oldu ama sonuçta Türkiye'de en sevilen girl band'imiz Hepsi oldu. Grubun en yetenekli sesi (elbette ki bana göre!) Gülçin'in sebebi tam belli olmayan sebep ya da sebeplerden dolayı ayrılmasından sonra Hepsi grubu ortalıklardan kayboldu ama yola üç kişi devam etmeleri çok muhtemel ya da gruba 4. bir ses ekleyebilirler.

En son Mp3 diye başrolünü Yıldız Asyalı'nın oynadığı bir grubun Yıldız Asyalı'nın gruptan ayrılmasının ardından çöküşünü izlemiştik. En son gazete ilanı ile 3. arıyorlardı.

Geçen gün televizyonda Kenan Erçetingöz'ün programında denk geldiğim, yeni bir nurtopu gibi grubumuz olduğunu gördüm. Girl band diyemedim çünkü kendileri de bunu reddediyorlar. İnternette çok fazla haber bulamadım yine K. Erçetingöz'ün kendi sitesinden okuduğuma göre kendilerine "Ateşli Kadınlar" diyen Hotshots grubu üyeleri "kendilerine ateşli kızlar denmesinden hoşnut kalmadıklarını 18 yaş üzerine hitap ettikleri için 'Ateşli Kadınlar' isminin daha uygun olacağını söylediler. Bazı grupların 18 yaş üzerinin altına hitap ettiğini açıklayan 'Ateşli Kadınlar', 'Biz daha çok yetişkinlere yönelik müzik ve dans yapıyoruz. Tarzımız bu!'" demişler.

Zaten çıkış şarkıları da bu yaklaşımlarını doğruluyor. Yani hangi kız grubu Kopça isimli bir şarkı ile çıkış yapar ki? Yetişkinlere ait bir müzik yaptıklarına katılıyorum; özellikle şarkının içinde geçen "iki şeker demekle açılır mı kopça" lafı ise sanırım oldukça yetişkin(!) anlamlar taşıyor. Ayrıca dans figürleri ve kıyafetleri ile de yetişkinlere(!) hitap ettiği kaçınılmaz bir gerçek.

Kopça şarkısının sözlerinin etki yaratıcı olduğu bir gerçek ama müziğini pek beğenmedim. Diğer şarkılarını da zamanla dinleyeceğiz.

Hayırlı olsun Türkiye'm yeni bir Kadın grubun oldu..

Not: Sitelerde düzgün bir tane resim bulamadım. O yüzden yenisi gelene kadar şimdilik bununla idare edeceğiz.