Son zamandaki Vampir filmleri furyasının hemen takibinde başladı bu Kurt adam olayı. Aslında daha önce bir çok filmde izlediğimiz mevcuttur (fotoğraftaki olmasa da M. J. Fox'un Teen Wolf'u en güzel örnektir).
Şimdi son furyada diziler olsun filmler olsun hep böyle vampirli olmaya başladı. Twilight herhalde şu anda bu fikrin en kaymağını yiyen yapım. Gerçi saldırgan vampirleri, makyajlı ve parıltılı ve en süperinden aşk kelebeğine çevirdiler ya o konuya başka bir zaman değinirim. Dizilerde de bir ton dizide görsek de ana öğesi vampir olan True Blood dizisi mevcut. Elbette seksiliğin ve güzelliğin (edebi olarak düşünürsek Apollonic Body) ve böyle güzel fantastik bir öğenin izlenmesi için oldukça güzel düşünülebilir.
Başlıkta da bahsettiğim Kurt adam mevsunun popüler olması ise can sıkıcı gibi geldi gözüme. Tamam sen Vampirlerin ezeli düşmanı / nemesis'i olabilirsin ama çirkinsin be dostum. Yani her yerin kıllı, tırnaklar pek bir uzun, sürekli bir kükreme bir gürültü. Vampirlere bakıyoruz, yakışıklı/güzel sanki olmazsa olmaz (istisnalara kaideyi bozmaz ama ;)) sadece dişler uzuyor ve bir sessizlik hakim.
Her ne kadar vampirli yapımları çok sevmesemde, Kurt adam filmini izledikten sonra yine beterin beteri var diye düşünmektende kendimi alamadım. Kadroya baktığımda Anthony Hopkins ve Benicio Del Toro gibi iki süper ismin yanında Emily Blunt gibi hoş bir güzellik vardı ama filmin hem çok klişe olması, hem de çok fazla görsel aksiyondan kaçınmalarından dolayı filmin arasında sinemanın bir yarısı boşaldı. Gerçi film çok kötü değildi ama sonu tahmin edilebilir olması maalesef filmin büyüsünü bozdu.
Şimdi Twilight'tan sonra Vampirler furyası bir süre daha gidecektir ama maalesef hem çirkin olmalarından hem de bu The Wolfman filminden sonra daha süper görüntüler olmadan bir süre daha Kurt adamları görmeyiz diye umuyorum.
Eğer gören olursa da ilk iş Winchester kardeşlere bir telefon diyorum.
Şimdi son furyada diziler olsun filmler olsun hep böyle vampirli olmaya başladı. Twilight herhalde şu anda bu fikrin en kaymağını yiyen yapım. Gerçi saldırgan vampirleri, makyajlı ve parıltılı ve en süperinden aşk kelebeğine çevirdiler ya o konuya başka bir zaman değinirim. Dizilerde de bir ton dizide görsek de ana öğesi vampir olan True Blood dizisi mevcut. Elbette seksiliğin ve güzelliğin (edebi olarak düşünürsek Apollonic Body) ve böyle güzel fantastik bir öğenin izlenmesi için oldukça güzel düşünülebilir.
Başlıkta da bahsettiğim Kurt adam mevsunun popüler olması ise can sıkıcı gibi geldi gözüme. Tamam sen Vampirlerin ezeli düşmanı / nemesis'i olabilirsin ama çirkinsin be dostum. Yani her yerin kıllı, tırnaklar pek bir uzun, sürekli bir kükreme bir gürültü. Vampirlere bakıyoruz, yakışıklı/güzel sanki olmazsa olmaz (istisnalara kaideyi bozmaz ama ;)) sadece dişler uzuyor ve bir sessizlik hakim.
Her ne kadar vampirli yapımları çok sevmesemde, Kurt adam filmini izledikten sonra yine beterin beteri var diye düşünmektende kendimi alamadım. Kadroya baktığımda Anthony Hopkins ve Benicio Del Toro gibi iki süper ismin yanında Emily Blunt gibi hoş bir güzellik vardı ama filmin hem çok klişe olması, hem de çok fazla görsel aksiyondan kaçınmalarından dolayı filmin arasında sinemanın bir yarısı boşaldı. Gerçi film çok kötü değildi ama sonu tahmin edilebilir olması maalesef filmin büyüsünü bozdu.
Şimdi Twilight'tan sonra Vampirler furyası bir süre daha gidecektir ama maalesef hem çirkin olmalarından hem de bu The Wolfman filminden sonra daha süper görüntüler olmadan bir süre daha Kurt adamları görmeyiz diye umuyorum.
Eğer gören olursa da ilk iş Winchester kardeşlere bir telefon diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder